2000 yılında Isué adlı ilk albümünü
çıkaran sanatçı Kuzey ispanyadaki Galiçya bölgesinden.
Bölgenin tüm geleneksel öğelerini
birleştirdiği müziğinde folk müziğini techno ve rock müzikleri ile öyle sihirli
bir biçimde harmanlıyor ki büyülü bir dünyada geziyor gibi oluyorsunuz. Dilin bundaki
önemi çok büyük. İspanyolca küfür etse bile kulağa çok hoş gelen fonetik’i çok kuvvetli
bir lisan. Hoş, Mercedes de bunun farkında herhalde İspanyolcadan başka dil
bilmiyor. Azıcık İngilizce bile!
Peon sahnede tulum, vurmalı çalgı,
tef, zil, çubuk ve hatta demir parçası ve taş kullanıyor çeşitli sesler elde
etmek için. Bu sesler ve ritim arasında da öyküsünü anlatıyor. Çok çok az İspanyolca
anlayabildiğim için her şarkıda 1-2 yerde en azından ana fikri görebildim. Ama biraz
daha dikkatli bir organizasyonda Peon ve müziği ile ilgili aydınlatıcı bilgiler
verilebilirdi.
Bence büyülü bir müzikti. Konser performansı
için ciddi zor bir müzik olmasına karşın Peon konseri 1 saat gibi kısa tutarak
bu zorluğu aşmamızı sağladı. Kendini ifade edememekten ötürü sıkıntı da duydu. Çünkü
anlatmak istediği geleneksel bir takım şeyleri müziğin içinde konuşarak ifade
ediyordu ve biz bu olaya ne yazık ki “Fransız” kaldık.
Sesinde garip bir büyü var. Biraz
ballad, biraz rock. Tüyleriniz ürperiyor kısacası. Dediğim gibi biraz zor bir müzik
dinlemek için. Bu yüzden 1 saate bile tahammül edemeyen çok sanatsever oldu dün
gece.
Karizmatik de bir kadın. Dazlak. Basit
bir kot, bir kot gömlek ve postal giymişti. Sahne enerjisi ise bir o kadar göz
kamaştırıcıydı.
Bir daha izler miyim diye sorsam.
Konserde zor. Ama bir mekânda kesinlikle. Albümünü alır mıyım? Aldım bile. Seve
seve de dinleyeceğim.
Ben tavsiye derim. Keşke kaçırmasaydınız.
He birde konserden sonra Piraye’nin terasında oturup bir kadeh kırmızı şarap da
içseydiniz. Karşılaşırdık.
Nilüfer Sanat’a teşekkürler..
(fotoğraf kaynak: bendengecenkikayeler.blogspot.com )
Ulaşılabilir, basit ve üretken
oldukları için.
A.C
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder