9 Aralık 2013 Pazartesi

Mudanya-İstanbul Hattının Efsane Vapuru

 “Güzel Trak” 

A. CEYHAN / Bursa Ocak 2013
info@unikentevleri.com 

Marmara halkının merakla beklediği Türk Deniz Ticaret Filosunun yeni gemisi olan “Trak” en nihayetinde denize inmişti.
Gazi’nin emriyle, Denizyolları İdaresinin Almanya’da Krupp tezgâhlarında yaptırdığı “en genç” gemimiz 22 Mayıs 1938 sabahı, bir gelin kadar zarif süslenerek Galata Rıhtımı’nın başına yaklaşmıştı.
Amiral, Rektör, Mili Sanayi Reisi, Deniz Erkânı, bankalar, Vilayet, Parti ve Matbuat Erkânı da halkın coşkulu kalabalığının arasına karışmıştı. Saatler 09.45’i gösterdiğinde bu nazlı gelin, İstiklal Marşımız ve coşkulu alkışlar arasında, emektar “Ülgen” vapurunu selamlayarak, rıhtımdan ayrılıp Mudanya’nın yolunu tuttu.

Yeni iş başı yapan Trak; 75 metre boyunda 11 metre eninde saatte 19 mil hız yapabilen 1414 grostonluk bir tekne idi. Göz alıyordu. Geniş güvertesi, pırıl pırıl cilalı ahşap aksamı ile Trak “yeniliği” temsil ediyordu. Koparılmış, eskitilmiş, yanmış, kanayan kalplerin- Kurtuluş Savaşı yaralarını saran bir ulusun- içinde pır pır uçuşmaya başlayan renkli bir kelebekti Trak. Trak “umudu” temsil ediyordu.

Önceleri Bursalılar, Vapurculuk Şirketinin vapurlarında yolculuk yapmanın fena şartlarda bulunmasından şikâyet edip, bu yolculuğun insan taşıma mefhumile taban tabana zıt olduğunu söylerken, bu vapurlarla yapılan yolculuğun orta Kurun devrini andırdığını defalarca belirtmişlerdi. Hatta artık Bursalılar Mudanya hattını terk edip, Yalova hattı üzerinden İstanbul’a gitmeye başlamışlardı. “Asya” vapuru ile yedi saat süren yolculuk pis kamaralarda, yenmeyecek kadar kötü yemekler ile çekilecek çile değildi kısacası. Vapurculuk şirketi yeni bir vapurun geleceği sözünü vermişti vermesine ama Bursalılar “biraz insaf edin” diye haykırıyordu.



Bunun üzerine bundan tam 79 yıl önce, (aynı bugün İDO’nun tutarsız fiyat tarifelerine karşı kurulan BUDO gibi) Bursa Belediye reisi Muhittin Bey duruma el koyarak, İktisat Vekili Celal Bey’e “Vapurculuk şirketince bu hat ıslah edilmediği takdirde vapur işletme imtiyazının Bursa Belediyesine verilmesi konusunda hükümete başvuracağını” açıklamıştı. Bu ıslahat için tam 3 sene bekleyeceklerdi. Bursa bu 3 sene içerisinde yoğun karlı kış günlerinde kapanan Yalova yolu nedeniyle daha da müşkül duruma düşüyor, Mudanya hattından 3 günde bir işleyen vapurlar sebebiyle 3-4 gün dünya’dan bir haber kalıyordu. İskelede tonlarca meyve, sebze ve mal birikiyor halk isyan üzerine isyan ediyordu. Hal göstermişti ki Bursa’nın tabii, iktisadi ve coğrafi iskelesiydi Mudanya. Mudanya Bursa’nın dünya’ya açılan penceresiydi. Derhal durum düzeltilmeliydi. Hızlı ve modern vapurlar ile her gün Mudanya-İstanbul hattı işlemeliydi.



Atatürk’ün bizzat isim babası olduğu Trak’ın tanıtımı aylardır sürüyordu. Denizbank, vapur denize indirilmeden önce vapurun etimolojik analizini içeren bir broşür bastırmıştı. Doğru ya ne demekti bu “Trak”?
“Balkanların doğu cenub köşesine verilen bu ad eski zamanlarda çok geniş bir vatanın ve çok yayılmış bir Türk ulusun adı idi”
Güneşli bir bahar sabahında tezahüratlar eşliğinde yola koyulan Trak, daha önce bu rıhtımın hiç görmediği bir hızla saatte ortalama 18 mil süratle seyrederek 2,5 saate Mudanya’ya ulaşmıştı.



Mudanya iskelesine “Güzel Trak’ı” karşılamaya binlerce Mudanyalı ve Bursalı gelmişti. Trak, bayraklar ve defne dalları ile süslü iskeleye yanaşır yanaşmaz kurbanlar kesilmişti. Bu tenezzüh seferinde yer alan Trak vapurunun şanslı ilk 400 yolcusu ise Bursa’da bir tatile hak kazanarak Çelik Palas’a yerleştirilmişti.
Bu vapur yalnız Mudanya’ya işleyecekti. 3 birinci, 3 ikinci kamarası olan vapurun içinde barı, kanepeleri, oturma gurupları ve bir de kış bahçesi vardı. 2,5 saatlik Mudanya yolculuğu yapacak bir gemi için fazla ayrıntılı dekore edildiğini düşünenlerinin aklındaki soruyu zamanın usta kalemi Suat Derviş Hanım, vapurun ilk seferinden bir hafta sonraki ziyareti sonrasında Modern Türkiye mecmuasında yazdığı "Trak Vapurunda Bir Saat" adlı yazıda aydınlatıyordu.



"Gemi taze boya, yeni tahta kokuyor. Bir merdivenden çıkıyoruz. Bir salona girdik. Lüks trenlerdeki koltuklara benzeyen kırmızı marokenden geniş yumuşak kanepeler, aralarında birer masa... Geniş pencereler... Zemin yeşil, kanepeler kırmızı, duvar kahverengi... Elektrik fanusları fevkalade zarif, kübik değil fakat gemiye yakışacak güzellikte, dahilî tezyinat çok yerinde ve zevkli... Kanepeler iki üç saat sürecek bir seyahat için ne kadar konfortable...
…Geminin üç birinci, üç de ikinci mevki kamaraları var. Bu kamaralardan birinci mevkilerin de içleri çok rahat, çok geniş bir karyolası ve karşısında icabında yatak gibi hazırlanabilecek bir şezlongu var. Biz gemiyi gezmekteyken bize iltihak etmek nezaketini göstermiş olan Birinci kaptana soruyorum:
- Mademki vapur yalnız Mudanya'ya işleyecek ve siz de Mudanya'ya iki saatte gidecek diyorsunuz. Bu kamaralar kimler için yapılmış?



- Hastalar için, cevabını alıyorum. Malûm ya, geminin işlediği yerler; banyo yerleridir. Oraya giden bir hasta olabilir ki bacağını rahat uzatmak, dinlenmek istirahat etmek ister, işte onlar için burası düşünülmüştür.
29 Mayıs 1938 günü Trak, Mudanya’ya tam 5 sefer yapmıştı. Mevsim yaza dönüyor, güneş ışıltılı yüzünü göstermeye başlıyordu. Gazeteler “Güzel Trak” fotoğrafının üstüne bir manşet atarak ilk sayfadan duyurdu haberi “ bu yalnız deniz ticaret hayatımızda değil, tarihte bile görülmemiş bir hadisedir”. Denizbank Umum Müdürü Yusuf Ziya Öniş konuşmasında Bayar Hükümetinin deniz politikasına vurgu yaparak Bursalıların kulağına da bir şeyler fısıldıyordu. Bu fısıltılar Bursalılara hayaller kurdurmaya başlamıştı bile. Trak Vapuru ile seyahat edenlerin gönlünden geçen hükümet politikası ile örtüşüyordu. Böyle süratli ve yeni vapurlara binmek, onlarla yeni yerler görmek. Kısacası mesafeleri azaltarak dünyalarını genişletmek.
“ Trak gibi İstanbul ve Marmara Bölgesinde işleyecek gemilerimizin gerek mahalli hayatı, gerek iç ve dış turizmi inkişaf ettirmek hususunda pek mühim rolleri vardır. Bu rolleri başarmak için iki şart lazım: Sür’at ve rahat. Mudanya yolunun iki buçuk saate inmesinin ne demek olduğunu Mudanya-Bursa yolu yapıldıktan sonra derhal hissedeceksiniz”


Akabinde Bursa Valisi Şefik Soyer müjdeyi verdi “Mudanya-Bursa Şosesi asfalt yapılacak”.
Trak’ın işlemeye başlaması, modern Mudanya vapurlarının Bursa’ya kattığı ne ilk ne de sonuncu katkı olmuştu. Artık halkın dilinde Bursa’nın bir seyyah şehri olması, Mudanya’da otel açılması, müze yapılması vb. konular konuşulma başlanmıştı.
Bundan böyle Trak, Mudanya’dan İstanbul’a her gün saat 8.30 da ve İstanbul’dan Mudanya’ya saat 16.30’da kalkacaktı. İstanbul’dan yapılan seferler çok fazla rağbet görüyordu. Mudanya’ya Pazar günleri 300-400 misafir gelir olmuştu. Trak’ın son birkaç seferinde getirdiği İstanbullu sayısı, evvelki yıllarda bütün bir mevsim şehre gelenlerin sayısından çoktu.
“Marmara turizm mıntıkasının bir kutbu olan Bursa’nın bu vapurla kazandığı yeni ve mes’ud vaziyet, buranın inkişafa müsaid çok parlak bir istikbali olduğunu müjdeliyor” diyordu gazeteler.
İlk vapurunu Trak’ın teşkil ettiği Marmara tipi vapurların bundan sonrakileri “Sus” ve “Marakas” olacaktı. Bu vapurların da gelmesiyle hatta muazzam bir ilgi başlamıştı.



Mudanya cıvıltısına kavuşmuştu. Bursa-Mudanya şosesi asfaltlanıp, kasabaya gelen nakil vasıtaların sayısı artınca Nisan ayından itibaren Mudanya mevsimlik göç de almaya başlar olmuştu. Sayfiye özlemi çeken, tebdilihava isteyen Bursalıların “Büyükadası” idi Mudanya. İskelenin yanı başındaki Belediye Gazinosu olsun, Belediye Parkı olsun, ya da Arnavutköy Plajı; hepsi bir bir elden geçiyor ve Mudanya’ya istirahata gelecek Bursalı veya dış seyyahlara hoşluklar yapılmaya devam ediliyordu.
Erken gelen baharlar da Bursa’da banyo mevsiminin erken başlamasına sebep oluyordu. Bilhassa Çekirge asfalt yolu ile Mudanya asfaltının yapılması şehri adeta ihya etmişti. “Zümrüt gibi nev’i şahsına münhasır yeşillik, yorgun ve sinirli insanları dinlendiren en tabi bir deva olduğundan Çekirge’nin de bu bakımdan müstesna bir kıymeti vardır” diyordu gazeteler. Çekirge Otelleri son yıllarda iyi bir temizlik yapmış; 20 yıl evvelki han döküntüsü, tahtakurularından geçilmez ahşap oteller, az çok bu günkü ihtiyaçları karşılayan müesseseler haline döndürülmüştü.

Mudanya ise yeni serpilmeye başlamış bir genç kız gibi allandıkça allanıyor ve pullanıyordu. Vali Refik Kuraltan Yeniköy Plajını iptidai koşullardan kurtarmak üzere, sahile ince kum döktürtmüş, çöpleri temizletmiş, plaj boyunca modern ve sabit şemsiyeler koyarak burayı kullanışlı hale getirmişti. Dahası şezlongların siparişi verilmiş, soyunma kabinleri ısmarlanmıştı.
İskeleye inen turistlerin bu şirin ve dilber kasabayı metruk görmemesi için sahildeki evlerin derhal dış duvarlarının tamir edilmesini ve beyaza boyatılması gerektiğini söylemişti. Vapur uzaktan yanaşırken içindeki turistlerin, zümrüdî yeşil zeytinliklerden oluşan ilahi bir dekor önünde bir inci dizisi halinde sıralanan evleriyle daha şirin görmelerini sağlayacaktı Mudanya’yı.
Bir noksan kalmıştı. O eski ve keşmekeş iskele. Üzerindeki acente, gişe, belediye ve polis büroları binalarını boyatarak, vapurdan inenlerin üzerine güruh halinde gelen hamalları düzene sokarak, ufak tefek düzenlemeler ile biraz yola koyulmuştu. 1939 yılının Haziran ayında ise 280 Lira tahsisat ayrılarak iskelenin, Bursa Demiryoluna bağlandığı, bekleme salonlarının olduğu, 3 büyük vapurun yanaşabileceği gibi 81 metre uzunlukta, bir ucu kırık bir liman olarak düzenlenmesi işine salık verilmişti.



İskele, yollar, oteller yapılmaya devam ediyor “Trak” ise tıkır tıkır işliyordu.
İlk büyük fırtınasını Eylül 1938’de güç bela atlatmıştı
Henüz 1 yaşında, tam havalar ısınıp Mudanya’ya seyyah akının başlayacağı vakitte -9 Nisan 1939 günü- Trilye önlerinde sis yüzünden karaya vurup tamire çekildi. Altında yara açılan Trak, bu yarayı birkaç tamiratla sardırıp seferlerine devam etti.
Trak 6 senelik hizmet hayatı boyunca denize bir inip bir karaya çekiliyordu.
Mudanya halkı ise gelenlere “hoş geldin” derken gidenlere el sallayacaktı bu limandan…
Bursa Lisesinden Harbiye’ye geçen gençler, üniversiteli kafileler, Hallas yatı ile yanaşan 150 dost Yunanlı, Viktorya vapuru ile gelen Amerikanlar, İpek ticareti yapmaya gelen İtalyan ticaret heyeti, Fransız muharriri Klod Farer, Yoldaş General Vorosilof, İsveç Veliahtı Prens Güstav Adolf, Libya Kralı İdris El Sunusi, Afgan kralı Zahir Şah, Şah Rıza Pehlevi, Kraliçe Süreyya…Celal Bayar, Milli Şef ve Büyük Ata
Kimler gelip kimler geçecekti daha bu güzel kasabanın limanından…




Ve 1944 kışında güzel Trak…
Daha Mudanya’ya binlerce seyyah taşıyabilecekken, Trak, hattı dışında yaşadığı talihsiz bir kaza sonucu Mudanya halkına veda etmişti.
Dünya, 2. Dünya Savaşı ile kırılırken Trak’a da görev düşmüştü. Bugüne kadar hep yolcu taşıyan bu güzel vapur, bu “son seferinde” İstanbul’dan aldığı askeri birlikleri alarak Gelibolu’ya götürmüştü. Seferden dönerken aldığı bir emir değiştirdi hem rotasını hem de kaderini. Bandırmaya gitmeliydi. Tipi vardı. Görüş mesafesi kısıtlı idi. “Güzel Trak,” daha çok genç iken 18 Ocak’ı 19 Ocak’a bağlayan 1944 gecesinde Mudanya açıklarında Kapıdağ Yarımadası önlerinde kayalıklara bindirerek 23 emektar denizcisi ile Marmara’nın sularına gömülmüştü.

Öksüz kalmıştı üzerinde uçuşan martılar,
güvertesine sert sert vuran lodoslar- poyrazlar,
mavi-beyaz gökyüzü,
yolunu kesen sis ve yükünü taşıyan derin deniz..
ardından el sallayanlar,
çıkışında gazete satanlar, …
Ya Sıdıka Teyze? Cumartesi akşam çayını Trak’ın gelişine göre demleyen?
Çocuklar? Uyanmak için vapur sesini bekleyen?
İskeledeki simitçi? Eskişehir unundan-Devrengeç suyundan…
Gözü yaşlı Şimendifer… Sebebi Trak’tı sahile inişinin, ne erken bir veda idi bu?
Herkes soruyordu…
Ne erken bir veda idi bu?



Genç ve güzel Trak bu hafta sahile selam edemeyecek, bu banyo mevsiminde seyyah taşıyamayacaktı. Ama umuda doğru bir kapı açan bu “Güzel Vapur” talihsiz mürettebatı ile tarihin sularına gömülürken gerisinde Siyah- beyaz karelerde çocukluk yaşamış Mudanyalılara güzel hatıralar bırakacaktı.




Kaynakça:
Ali Bozoğlu “Trak Faciasının 64. Yıldönümü” http://www.denizhaber.com
Cumhuriyet Gazetesi Arşivi. 1937-1945 yılları arası Cumhuriyet Gazeteleri
Feza Kürkçüoğlu; “Güzel Trak'ın İlk Seferi” Sea Life, Mart 2004, N:30
Falih Rıfkı Atay; “Denizciliğimiz” Ulus Gazetesi 25 Mayıs 1938

Suat Derviş Hanım"Trak Vapurunda Bir Saat" Modern Türkiye, 19.Mayıs.1939 No:14

NOT:
* fotoğrafların veya gazete kupürlerinin orjinallerini kullanmak isteseniz lütfen info@bursakutuphanesi.com adresine mail atınız. 
* Yazı Bursa'da Yaşam dergisinde yayınlanmıştır. -(Olay gazetesi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder